Yapı Kredi Plaza, Levent İstanbul
+905426086544

28.03.2023 İtibariyle Yürürlüğe Girmiş Olan Arabuluculuk Hakkında Yeni Düzenlemeler

Arabuluculuk müessesesi, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların mahkemeye gitmeden önce hızlı, az maliyetli ve daha sürdürülebilir bir yöntem ile uzlaşılması amacıyla alternatif bir çözüm yolu olarak yargı sistemimize, 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile girmiştir.

Yasanın yürürlüğe girdiği 2012 yılından bu yana yapılan düzenlemelerin bir yenisi de 28.03.2023 tarihinde yürürlüğe giren 7445 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı yasa olmuş ve bu yasa ile arabuluculuk müessesesi için de önemli değişiklikler ve düzenlemeler getirilmiştir.

12.10.2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3.maddesi ve 13.1.2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesine eklenen “itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları” ibareleri ile ticari davalar ve iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile uygulamada karşılaşılan tereddütlerin son bulması ve yargıda birliğin sağlanması hedeflenmiştir. Zira, menfi tespit davaları ya da istirdat davalarının, dava şartı arabuluculuğa tabi olup olmadığı güncel hukuktaki en önemli tartışmalardan birisi haline gelmiştir.

Bunun yanı sıra arabuluculuk müessesesinin ana unsurlarından biri olan taraf teşkilinin sağlanması için, taraflara her türlü iletişim vasıtası ile ulaşılabileceğine dair yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu konuda 7.6.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “yapar.” ibaresinin sonuna “… ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.” cümlesi eklenerek ilgili madde değiştirilmiştir.

Kanuna ayrıca 17/A maddesi eklenerek 25.2.2021 tarih ve 7282 sayılı Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile kabul edilen sözleşme kapsamda, arabuluculuk sonucu düzenlenen sulh anlaşma belgelerinin yerine getirilmesi için icra edilebilirlik şerhinin asliye ticaret mahkemesinden alınması zorunlu hale getirilmiştir. Aynı Kanunun 17/B maddesi ile de taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli hale getirilmiştir. Getirilen bu yenilik ile, tarafların birlikte kararlaştırması ve arabulucunun bu kararı tutanak altına alması halinde, arabulucunun talebiyle, arabuluculuk süreciyle sınırlı olmak ve konulduğu tarihten itibaren üç ayı geçmemek üzere tasarruf yetkisinin kısıtlandığına dair tapu siciline şerh verilir. Bu şerh, tarafların anlaşamaması veya tarafların şerhin kaldırılması konusunda anlaşması halinde arabulucunun talebiyle, üç aylık sürenin sonunda ise kendiliğinden kalkacaktır. Tarafların taşınmaza ilişkin olarak yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde anlaşmaları halinde düzenlenecek anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu hale getirilmiş ve bu şerhin taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinden alınacağı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar, ihtiyari arabuluculuğa elverişli hale getirilmektedir.

Getirilen yeni düzenlemelerde dikkat çeken diğer bir önemli husus ise,18.maddeye eklenen dördüncü fıkra ile, arabuluculuk müzakerelerinin sonunda düzenlenen ve ilam niteliğine haiz olması için belli kriterler aranan anlaşma belgesine yönelik olmuştur. Bilindiği üzere, tarafların, avukatları ile birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde sayılan bir belge olup bunun dışındaki belgelerin icra edilebilirlik şerhi Sulh Hukuk Mahkemelerinden alınabilmektedir.  Yapılan düzenleme ile ticari uyuşmazlıklar bakımından, taraf avukatları ve arabulucunun birlikte imzaladığı anlaşma belgesinin, -icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın- ilam niteliğindeki belgelerden sayılmıştır.

Diğer önemli bir düzenleme ise dava şartı kapsamında sayılan uyuşmazlıkların arasında kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıkların da dahil edilmesi olmuştur.

Son olarak, yeni yasa ile ülkemizin taraf olduğu Singapur Sözleşmesi’nin, iç hukukumuza uyumunun sağlanmasına yönelik olarak 7445 sayılı yasada düzenlemeler yapılmıştır.

Nisan 2023

                                                                               Kurt & Partners Hukuk Bürosu