Yapı Kredi Plaza, Levent İstanbul
+905426086544

Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12.03.2024 Tarih Ve 32487 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12.03.2024 Tarih Ve 32487 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir.

Kanun’un;

  •  1 inci, 2 nci, 3 üncü, 9 uncu, 12 nci, 13 üncü, 14 üncü, 17 nci, 18 inci, 19 uncu, 20 nci, 21 inci, 33 üncü, 34 üncü, 35 inci, 36 ncı maddeleri 1/6/2024 tarihinde,
  •  37 nci maddesinin birinci, ikinci, beşinci, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu ve onbirinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının (b) bendi 1/6/2024 tarihinde,
  • 37 nci maddesinin dördüncü fıkrasıyla 5252 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik 1/6/2024 tarihinde,
  • Diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.

Kanun kapsamında yapılan bazı önemli değişiklikleri aşağıda bilgilerinize sunar, yapılan değişikliklerin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bakımından;

  • Kanun’un adli para cezalarına ilişkin maddesinde yapılan değişiklik adli para cezasının tabanı 20,00 TL’den 100,00 TL’ye, tavanı ise 100,00 TL’den 500,00 TL’ye çıkarılmıştır.
  • Anayasa Mahkemesi’nin 26/10/2023 tarihli kararı ile iptal edilen Kanun’un 314. maddesi yerine; “örgüt üyesi olmaksızın örgüt adına suç işleyen kişiye, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da hüküm kurulmaksızın, 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası verileceği” hükmü getirilmiştir. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecektir.
  • Kanun’un silahlı örgüte ilişkin maddesine örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeye ilişkin düzenleme getirilmiş, yapılan değişiklik ile örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı öngörülmüş, verilecek cezanın işlenen suçun niteliğine göre yarısına kadar indirilebileceği düzenlenmiştir.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Bakımından;

  • Kanun’un maddi ve manevi her türlü zararın devletten istenebilmesi hakkındaki maddesinde yapılan düzenleme ile madde kapsamı genişletilmiş, adli kontrol kavramı eklenmiş, ayrıca adli kontrol tedbirlerine tabi tutulup hakkında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilen kişilere tazminat hakkı tanınmıştır. Adli kontrol tedbirlerine tabi tutulan ve bu tedbirlerin uygulanmasından sonra hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraat kararı verilen kişilere de tazminat talep hakkı tanınmıştır.
  • Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek adli kontrol altına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar da tazminat isteyemeyecek kişiler arasına eklenmiştir.
  • Eski düzenlemede yer alan “hakkında HAGB açıklanan sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” hükmü kaldırılmış, böylece sanığın hakkında verilen kararı kabul edip etmediğinin öğrenilmesinin önemi kalmamıştır. İstinaf mercii olan bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlar, bozma dışında temyize taşınabilecektir. Kanun’un bazı özel hükümleri dışında kalan hükümlere karşı, HAGB kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecektir.
  • İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri “iki hafta” veya “ay” olarak belirleneceği düzenlenmiştir. Bu sürelerin de kararın tebliğinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir.
  • Temyiz isteminin hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılacağı düzenlenmiştir.

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu Bakımından:

  • Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşmasında itirazda bulunan alackalıların, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine ilişkin değişiklik yapılmıştır.
  • Bölge Adliye Mahkemesi hukuk daireleri tarafından verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılıcağı düzenlenmiştir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Bakımından:

  • Kanun’un kısıtlamaya ilişkin, özgürlüğü bağlayıcı cezalara dair maddesinde yapılan değişiklik ile; bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezası alan her erginin kendiliğinden kısıtlanması uygulaması kaldırılmıştır. Yeni düzenleme ile kısıtlama, kişinin isteği üzerine veya kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde zorunlu olarak yapılacaktır. Vesayet makamı, kararı vermeden önce hükümlüyü dinleyecektir.
  • Kanun’un vesayeti gerektiren hallere ilişkin, kısıtlamanın usulünde ilgilinin dinlenilmesine dair maddesinin sağlık raporuna ilişkin hükmü değiştirilmiştir. Şöyle ki eski düzenleme, resmi sağlık kurulu raporunun tanzimi için gerektiğinde 436. madde hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. Yapılan düzenleme neticesinde resmi sağlık kurulu raporunun tanzimi için gereklilik bulunması halinde 436. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
  • Kanun’un hükümlülerde vesayeti gerektiren hâllerin sona ermesine ilişkin maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre; eski düzenlemede, hapis halinin sona ermesi vesayetin kendiliğinden ortadan kalkması için yeterli bir şart olarak belirtilmişken, yeni düzenlemede hapis halinin hukuka uygun bir şekilde sona ermesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir. Ayrıca hapis cezasının süresine göre de bir ayrım getirilmiştir. Toplam beş yıldan az olan hapis cezaları için kişinin istemesi halinde, toplam beş yıl veya daha fazla olan hapis cezaları için ise kişinin talebi üzerine, kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması halinde vesayet sona erdirilebilecektir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu bakımından;

  • Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin şartları genişletilmiştir. Açık rıza olmaksızın işlenmeyi öngören maddelerde, sağlık ve cinsel hayat verisi/sağlık ve cinsel hayat dışındaki özel nitelikli kişisel veri ayrımı kaldırılmıştır. Bu kapsamda özel nitelikli veriler; (i) Kanunlarda açıkça öngörülmesi, (ii) Fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, (iii) İlgili kişi tarafından alenileştirme iradesine uygun olarak alenileştirilmesi, (iv) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması, (v) Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurul ve kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlaması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması,  (vi) İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik veya sosyal hizmetler ile sosyal yardım alanındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması, (vii) Siyasi, felsefi , dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek veya diğer kar amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumlar, tabi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla; mevcut ve eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması hallerinde ilgili kişinin açık rıza olmaksızın işlenebilecektir.
  • Yurt dışı veri aktarımının şartları detaylandırılmış ve genişletilmiştir. Buna göre; yurtdışı veri aktarımı için 3’lü bir sistematik ön görülmüştür; (1) KVKK’nın 5. ve 6. Maddelerindeki şartlardan birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı yer hakkında yeterlilik kararı bulunması (Yargı Paketi mad. 34/1,2,3) veya yeterlilik kararı yoksa; (2) KVKK’nın 5. ve 6. Maddesinde şartların varlığı, ilgili kişinin aktarım yapılacak ülke de haklarını etkili bir biçimde kullanma imkânının olması ve Yargı Paketi’nde sayılan uygun güvencelerden (mad. 34/4) birinin temini  veya yeterlilik kararı ve uygun güvenceler yoksa; (3) arızi olmak kaydıyla şu hallerden birinin varlığı (mad. 34/6) halinde kişisel veriler, ilgili kişinin açık rıza olmaksızın yurt dışına aktarılabilecektir.