Tüketici Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Dönemi
Hukuk sistemimizde başlangıçta ihtiyari olarak düzenlenen alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak arabuluculuk; 01.01.2018 tarihinden itibaren iş hukukundan doğan uyuşmazlıklarda ve 01.01.2019 tarihinden itibaren ise konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari uyuşmazlıklar için zorunlu hale getirilmiştir.
Tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk ise 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanan ve yürürlüğe giren 7251 Sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Kanun”)” ile dava şartı haline getirilmiştir.
Bu kapsamda, Tüketici uyuşmazlıkları için dava şartı olarak getirilen zorunlu arabuluculuk düzenlemesini değerlendirdiğimiz yazımızı sunarız.
1. Genel Olarak
2019 yılı sonunda Adalet Bakanlığının istatistiklere göre; Zorunlu Arabuluculuk uygulamasının başlamasıyla İş Uyuşmazlıklarında sonuçlandırılan dosyaların %65’i[1]; Ticari Uyuşmazlık dosyalarının ise %57 ‘si anlaşma ile sonlanmıştır[2]. Bu yüzdeler; zorunlu arabuluculuk kurumunun İş ve Ticari davalardaki mevcut dava yükünü ciddi oranda hafiflettiğini ve buna bağlı olarak yargılama sürelerine de olumlu etki sağladığını ortaya koymuştur.
Benzer şekilde Tüketici uyuşmazlıklarına getirilen zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin de tüketici uyuşmazlıklarının kısa sürede adaletli çözüme kavuşturulmasına fayda sağlaması hedeflenmektedir.
2. Kapsamı
Tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin zorunlu arabuluculuk düzenlemesiyle; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a 73/A Maddesi eklenerek, Tüketici Mahkemelerinde görülen konusu para ile belirlenemeyen uyuşmazlıklar ile parasal sınır olarak 2020 yılı için10.390 TL ve üzerindeki uyuşmazlıklar için dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin tamamlanması zorunlu haline getirilmiştir.
Kanuna eklenen Geçici 2. madde uyarınca dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih (28.07.2020) itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar için uygulanmayacaktır.
3. İstisnaları
Bazı tüketici uyuşmazlıkları ise zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında tutulmuştur. Bunlar;
- Tüketici Hakem Heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar (İlçe tüketici hakem heyetleri için 6 bin 920 TL’ye kadar, il tüketici hakem heyetleri için 10 bin 390 TL’ye kadar uyuşmazlıklar),
- Tüketici Hakem Heyeti kararlarına yapılan itirazlar,
- İhtiyati tedbir ve tespit davaları,
- Üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılmasına ilişkin davalar,
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklardır.
Ayrıca tüketiciler, Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmadan tüketici işlemleri ile ilgili icra takibi başlatmışsa, bu takdirde Tüketici Mahkemeleri’nde açılacak olan itirazın iptali davaları miktara bağlı olmaksızın dava şartı arabuluculuk kapsamında yer alacaktır.
4. Avantajları
Yargılama sürelerinin uzun sürmesi, yargının iş yükünün hafifletilmesi gibi temel nedenlerin yanında yargı dışı olarak sayılan ve alternatif çözüm yolu olarak adlandırılan arabuluculuk kurumu; daha ucuz, daha kısa süreli ve taraflar arasındaki ilişkilerin devamını sağlayabilecek bir zemin hazırlamaktadır.
Tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk sürecinin tüketiciler için tamamen ücretsiz olması ve tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücretinin ise arabuluculuk sürecinin anlaşma veya anlaşmama ile sonuçlanmasından bağımsız olarak Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olması önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Ayrıca kanuna eklenen 73/A maddesine göre, tüketicinin geçerli mazereti olmaksızın ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, tüketici yargılama giderinden sorumlu tutulmayacak ve tüketici lehine vekâlet ücretine hükmedilebilecektir.
5. Sonuç ve Değerlendirmeler
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan 2018 adli istatistik verilerine göre tüketici mahkemelerinin karar vermek için yaklaşık 437 güne ihtiyaç duyduğu tespit edilmiştir. Bu süre özellikle pandemi sürecinin ilk zamanlarında yargısal faaliyetlerin uzun süre ertelendiği göz önüne alındığında daha fazla uzamış ve mahkemelerin iş yükü artmıştır. Dolayısıyla arabuluculuk mekanizmasının etkin kullanılması ile taraflar aralarındaki uyuşmazlığın 2 ile 8 hafta aralığında çözüme kavuşabilme imkânı getirilmiştir.
Sonuç olarak; yayınlanan istatistiki veriler dikkate alındığında İş ve Ticaret Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda arabuluculuğun dava şartı olarak uygulanması ile bu tür uyuşmazlıklarda dava yükünün azaldığı ve daha hızlı sonuç alınabildiği görülmektedir. Tüketici Hukuku’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda da benzer bir sonuca ulaşılması beklenebilir.
[1] https://adb.adalet.gov.tr/Sayfalar/istatistikler/istatistikler/davasarti.pdf
[2] https://adb.adalet.gov.tr/Sayfalar/istatistikler/istatistikler/ticaridavasarti.pdf