Yapı Kredi Plaza, Levent İstanbul
+905426086544

TTK 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ

TTK 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ

Tolga Poyraz - Burak Kocaer N 2

Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan COVID-19 salgınının piyasalara etkileri, son dönemde yaşanan ekonomik hareketlilik ve döviz kurlarında beklenmedik dalgalanmalar ile şirketlerin likidite ihtiyacının artması ile birlikte TTK 376 hükmü ile düzenlenen sermaye kaybı ve borca batık olma durumu her geçen gün daha çok karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple 15 Eylül 2018 tarih ve 30536 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış olan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” uygulamasına ilişkin usul ve esaslarda çeşitli değişiklikler yapılması ihtiyacı duyulmuştur. 

Bu yazımızda yapılan yeni düzenlemelere ilişkin özet bilgi ve değerlendirmelerimizi bulabilirsiniz.

I. Genel Olarak

26 Aralık 2020 tarihli ve 31346 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’de (“Tebliğ”), sermaye kaybı yaşayan veya borca batık durumda olan şirketlerce uyulacak usul ve esaslar ile alınabilecek tedbirlere ilişkin mevzuatta düzenleme yapılmıştır.

II. Değişiklikler Neler Getiriyor?

a. Sermaye ile Kanuni Yedek Akçelerin Karşılıksız Kalma Durumu Yeniden Tanımlanmıştır.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu zarar ile ilişkilendirilmiştir. Tebliğ öncesinde; sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması aranmaktayken Tebliğ sonrası zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması aranmıştır.

Zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının;

  • Yarısına eşit veya bu tutardan çok ve
  • Üçte ikisinden az olması durumunda karşılıksız kalma durumunun ortaya çıkacağı belirlenmiştir.

b. Yönetim Organı İyileştirme Önerisi ve Genel Kurul Toplantısı Nedenlerinde Değişiklik Yapılmıştır.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu, zararın sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya bu tutardan çok ancak üçte ikisinden az olmasıdır. Bu durumda yönetim organı, genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmakla yükümlü olacaktır.

Zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması halinde, toplantıya çağrılan genel kurul;

  • Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına,
  • Sermayenin tamamlanması,
  • Sermayenin artırılmasına karar verebilir.

Yapılan değişikliklerle yönetim organı iyileştirme önerisine ve genel kurul toplantı nedenlerine zarar unsuru ilave edilmiştir.

c. Genel Kurul’un Sermaye Azaltımına Kararına İlişkin Miktar Sınırı Belirlenmiştir.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya bu tutardan çok ve üçte ikisinden az olmasıdır. Bu durumda yönetim organı, genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmaktadır.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin ya da fazlasının zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde; sermaye azaltımı yapılmak suretiyle kalan sermayeyle yetinilmesinin tercih edilmesi için kalan sermaye ile mevcut kanuni yedek akçeler toplamının, işlem sonrası özvarlık toplamının en az yarısı kadar olması gerekmektedir.

Bu düzenleme ile genel kurul tarafından TTK’nın 473 ilâ 475’inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına karar verildiği takdirde, azaltım işlemi sonrasında sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamı için bir sınır belirlenmiştir. Bu sınır doğrultusunda sermaye asgari sermaye tutarına kadar indirilebilir.

d. Genel Kurul’un Sermaye Tamamlama Kararı Kapsamında Kullanılacak Tamamlama Fonu İçin Sınırlama Getirilmiştir.

Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir. Ancak yapılan değişiklikle söz konusu sermaye tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılabileceği belirtilmiştir.

e. Genel Kurul’un Sermaye Artırımı Kararı Kapsamında Ödenecek Sermaye Tutarı İçin Kriter Belirlenmiştir.

Yeni düzenleme ile sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararları, halka açık anonim şirketler için sermaye piyasası mevzuatı hükümleri saklı kalması kaydı ile sınırlandırılmıştır.

Zarar sonucu ortaya çıkan sermaye kaybı dolayısıyla sermaye artırımına gidildiği takdirde, sermaye artırımının tescilinden önce ödenecek sermaye tutarı eski düzenlemeye göre sermayenin en az yarısını karşılayacak miktara göre hesaplanmaktaydı.

Değişiklikle birlikte; sermaye artırımının tescilinden önce ödenecek sermaye tutarı, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içerisinde korunmasını sağlayacak tutara göre belirlenecektir.

f. Sermaye Artırımı ve Azaltımının Bir Arada Yapılmasında Bedellerin Tamamen Ödenmesi Şartı Getirilmiştir.

Zarar sonucu ortaya çıkan sermaye kaybının, bu kayıp kadar sermaye azaltılması yoluna başvurulmaksızın sermaye artırımı ve azaltımı işlemlerinin bir arada yapılması alternatifi de düzenlemeyle getirilmiştir.

Buna göre, bedelleri tamamen ödenmek kaydıyla, sermayenin istenilen düzeyde artırılmasına ve daha sonra azaltılmasına aynı genel kurulda karar verilebilecektir. Bu işlemler sonucunda, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının yine özvarlık içinde korunması zorunludur.

Böylelikle Şirketlerin daha az kaynak ile sermaye kaybı veya borca batık olma durumundan kurtulabilmeleri mümkün hale gelmiştir.

g. Sermaye Kaybına İlişkin Hesaplamada Kiralama Giderleri, Amortismanlar ile Personel Giderlerinin Yarısı da Dikkate Alınmayabilecektir.

Sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda dikkate alınmayabilecek giderlerin arasına; henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının yanı sıra, 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden; kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ile personel giderlerinin toplamının yarısı da dahil edilmiştir.

Bu itibarla, yapılan düzenleme ile kur farkı zararlarına ilave olarak, 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin toplamının yarısının 2023 yılına kadar yapılacak hesaplamalarda dikkate alınmaması imkânı sağlanmıştır.

III. Sonuç ve Değerlendirmeler

TTK’nın 376. maddesi oldukça katı ve şekilci bir madde olması nedeniyle uygulamada şirketler özelinde sorunlara yol açabilmektedir. Kanun koyucu bunu önlemek ve madde uygulamasını biraz yumuşatabilmek adına 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ çıkarılmıştır.

COVID-19 salgını nedeniyle likidite sıkıntısı içine giren ve kur dalgalanmalarından etkilenen şirketlerin TTK madde 376 kapsamında borca batık veya iflas ilan etmesinin önüne geçmek adına kanun koyucu tarafından, Tebliğ ile sermaye kaybı yaşayan veya borca batık durumda olan şirketlerce uyulacak usul ve esaslar ile alınabilecek tedbirlere ilişkin mevzuatta düzenleme yapılmış olup; yukarıda da izah edildiği üzere, özelikle son yıllarda artan ekonomik dalgalanmaların, COVID-19 salgını ile birlikte daha da artması ve şirketlerin karşılaştıkları ekonomik güçlüklerle baş etmekte güçlük çekmesi üzerine mevzuatta değişikliğe gidilmiştir.  

Kanaatimizce düzenleme ile 2023 yılına kadar yapılacak hesaplamalarda dikkate alınmaması imkânı sağlanan “kur farkı zararlarına ilave edilen yeni gider kalemleri” ile şirketlerin TTK 376 kapsamındaki yükümlülükleri açısından bir nebze de olsa nefes alacakları bir imkân yaratılmıştır. Ancak bu durumun sermayenin korunması ilkesi ve alacaklıların durumu açısından ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. 

Tolga Poyraz

Avukat, LLM

[email protected]

Burak Kocaer

Stajyer Avukat

[email protected]