Yapı Kredi Plaza, Levent İstanbul
+905426086544

Bilgisayar Programlarının Fikri ve Sınai Haklar Kapsamında Korunması

Bilgisayar Programlarının Fikri ve Sınai Haklar Kapsamında Korunması

Tolga Poyraz 2 N 2

Son dönemlerde oldukça revaçta olan ve Türkiye’nin ilk unicorn’u[1] olarak nitelendirilen Peak Games’in Zynga tarafından 1.8 milyar Amerikan Doları karşılığında satın alınması ile birlikte popülerliği daha da çok artan bilgisayar programcılığı sektörünün en önemli konularından birisi de bilgisayar oyunları ve mobil aplikasyonları[2] da içine alan bilgisayar programlarının hukuk kapsamında nasıl korunacağıdır.

Bu yazımızın konusu, eser olarak nitelendirilebilen bilgisayar programlarının Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanun (“Kanun”) uyarınca nasıl hukuki koruma altına alınabileceğine yönelik olacaktır.

  1. Bilgisayar Programlarının Eser Niteliği

Kanun ile fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin bunlar üzerindeki hakların korunması ve eser sahiplerinin eserlerden nasıl yararlanması gerektiğini düzenlemeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla, Kanun kapsamında bir sanat ve fikir ürünü sahibinin Kanun kapsamındaki haklardan yararlanabilmesi için ürününün Kanun bağlamında eser olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

Kanun’da eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkıldığında, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için onu meydana getiren kişinin özelliklerini taşıması ve Kanun’da sayılan eser türlerinden birisinin kapsamı içerisinde olması gerekmektedir.

Bilgisayar programları da Kanun’da tanımlanmıştır. Buna göre; “bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları” bilgisayar programı olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla, bir bilgisayar programı bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesi olabileceği gibi bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları da olabilecektir. Ancak, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere bu emir dizgesi veya oluşum ve gelişimi sağlayacak hazırlık çalışmalarının eser olarak nitelendirilebilmesi için özgün nitelikte olması gerekmektedir.

Bilgisayar programları; program akışı, algoritma, kodlar ve kullanıcı arayüzü olarak dört bölümden oluşur. Kanun’a göre bilgisayar programlarının hazırlık tasarımları da eser sayılmış olduğundan hazırlık tasarımları da Kanun kapsamında koruma altında olacaktır. Buna karşın, bir bilgisayar programının arayüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir ögesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar. Diğer bir deyişle, alt programların çözüm yolunu belirleyen algoritmalar, kullanıcı arayüzleri koruma kapsamında olmayacaktır.

Bir bilgisayar programının Kanun kapsamında korumadan yararlanabilmesi için tescil edilmesine gerek bulunmamaktadır. Sahibinin bilgisayar programının sahibi olduğunu ve ihlalden önce bilgisayar programını yerine getirdiğini ispat etmesi yeterli olacaktır.

  • Bilgisayar Programlarında Eser Sahibinin Belirlenmesi

Kanun’ 8. Maddesinde; eser sahibinin onu meydana getiren olduğu ifade edilmiştir. Diğer bir deyişle, eser kendisini yaratan kişiye aittir. Dolayısıyla da eser sahibi ancak gerçek kişiler olabilmekte iş sözleşmesi, hizmet sözleşmesi veya diğer sözleşmeler veya Kanun çerçevesinde eser sahipleri haklarını tüzel kişilere devredebilmekte veya işveren tüzel kişiler eserden doğan mali haklara sahip olabilmektedir.

  • Bilgisayar Programlarından Doğan Haklar

Kanun’da her bir eser özelinde ayrım yapılmamış olduğundan, diğer eserler üzerinde olduğu gibi bilgisayar programları üzerinde de eser sahibinin mali ve manevi hakları bulunmaktadır. Bu haklar bilgisayar programının tamamı ve koruma kapsamına dahil olan tüm parçalarını kapsamaktadır. Buna karşın bir bilgisayar programının herhangi bir ögesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler bu hakların kapsamında değildir.

Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri bilgisayar programları üzerindeki haklar işveren tarafından kullanılır.

Kanun’un 27. Maddesi uyarınca, bilgisayar programlarına Kanun tarafından sağlanan koruma eser sahibinin yaşadığı sürece ve ölümünü takip eden yetmiş yıl devam edecektir. Eser sahibi birden fazla ise hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl boyunca koruma sağlanacaktır.

  • Manevi Haklar

Aşağıda detaylı olarak inceleyeceğimiz mali hakların aksine maddi haklar üçüncü kişilere devredilememekte ve sadece eser sahibine ve onun mirasçılarına aittir.

Kanun’da düzenlenen manevi haklar ise şöyledir; eserin istenilen zaman ve tarzda kamuya sunulma hakkı (m. 14), eserinin sahibinin adı ile veya takma ad ile veya adsız olarak arz etme ve yayımlama hakkı (m.15), eserin ve eser sahibinin adı üzerinde herhangi bir değişikliğin yapılmasını yasaklama hakkı (m. 16), eser sahibinin malik ve zilyede karşı eserini takip hakkı (m. 17).

  • Mali Haklar

Bilgisayar programını geliştiren eser sahibini eserinden dolayı yararlanma hakkı olup yararlanmayı mali hakları aracılığıyla gerçekleştirecektir. Mali haklar; işleme hakkı (m. 21), çoğaltma hakkı (m. 22 ve 38), yayma hakkı (m. 23) ve temsil hakları (m. 24)ndan meydana gelmekte olup bunlarla sınırlıdır.

Mali haklar birbirinden bağımsız olup mali haklardan birisinin kullanılmaması veya birisinden tasarruf edilmesi diğer mali hakları etkilemeyecektir.

Kanun, eserden yararlanma şekillerini Kanun’da düzenlenen mali haklarla sınırlandırdığından gelişen teknolojiye bağlı olarak ortaya çıkan yeni yararlanma şekillerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusu ise belirsizliğini korumakta, meydana gelecek uyuşmazlıklar mahkeme kararlarıyla ortaya konulacaktır.

  1. İşleme Hakkı

İşlenme eser, Kanun’da diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsulü” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla, işlemeyi diğer bir eserden istifade suretiyle istifade edilen esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan bir eser yaratılması olarak tanımlayabiliriz.

Bilgisayar programları üzerindeki işleme hakkı da devredilmediği sürece eser sahibine aittir. Hatta, Kanun’un işlenmeler ve derlemeler başlıklı 6/1-10 maddesinde de bir bilgisayar programının uyarlanması, düzenlenmesi veya bilgisayar programı üzerinde herhangi bir değişim yapılması sonucunda ortaya çıkacak eser bir işlenme eser olarak kabul edilmiştir.

  • Çoğaltma Hakkı

Çoğaltma hakkı çerçevesinde; bir bilgisayar programının aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Bilgisayar programının aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kaydedilmesi de çoğaltma işleminin içindedir.

Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır.

Steam veya Epic Games gibi platformlar öncesinde bilgisayar ve konsol oyunlarının CD veya DVD ile satılması çoğaltma hakkının bir örneğini teşkil etmektedir.

  • Yayma Hakkı

Bir bilgisayar programının aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtmak hakkı münhasıran eser sahibine aittir.

Eser sahibinin izniyle yurt dışında çoğaltılmış nüshaların yurt içine getirilmesi ve bunlardan yayma yoluyla faydalanma hakkı da yine münhasıran eser sahibine aittir. Yurt dışında çoğaltılmış nüshalar her ne surette olursa olsun eser sahibinin ve/veya eser sahibinin iznini haiz yayma hakkı sahibinin izni olmaksızın ithal edilemez.

  • Temsil Hakkı

Bir bilgisayar programından, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle kamuya açık mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı eser sahibine aittir.

Bir bilgisayar programı kolaylıkla temsil hakkına konu edilebilir. Bir bilgisayar programının nasıl çalıştığının gösterildiğine dair çekilen video veya görüntülerin herkesin ulaşabileceği bir internet sitesinde yayımlanması temsil hakkına örnektir.

  • Kamuya İletme Hakkı

Bir bilgisayar programının aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesi hakkı eser sahibine aittir. Bir mobil aplikasyonun App Store aracılığıyla yayımlanması kamuya iletme hakkının örneğidir.

  • Şahsi Kullanım

Kural olarak, bilgisayar programları da dahil olmak üzere bütün fikir ve sanat eserlerinin, kâr amacı güdülmeksizin ve hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar verilmeksizin ya da eserden normal yararlanmaya aykırı olmaksızın şahsen kullanmaya mahsus çoğaltılması mümkündür. Kanun koyucu, bilgisayar programlarının şahsi kullanımına ilişkin olarak özel düzenlemeler de getirmiştir.

Eser sahibi ile yapmış olduğu sözleşmede belirleyici hükümlerinin yokluğu durumunda, bilgisayar programını hukuki yollardan edinen kişi hata düzeltme de dahil, bilgisayar programının düşünüldüğü amaca uygun kullanımı için gerekli olduğu durumda, bilgisayar programının çoğaltabilir veya işleyebilir.

Eser sahibi yapacağı sözleşme ile dahi bilgisayar programını yasal yollardan edinen kişinin programı yüklemesi, çalıştırması ve hataları düzeltmesini, bilgisayar programının kullanımı için gerekli olduğu sürece, bir adet yedekleme kopyası yapmasını engelleyemez.

Bilgisayar programının kullanım hakkına sahip kişinin yapmaya hak kazandığı bilgisayar programının yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi veya depolanması fiillerini ifa ettiği sırada, bilgisayar programının herhangi bir ögesi altında yatan düşünce ve ilkeleri belirlemek amacı ile, programın işleyişini gözlemlemesi, incelemesi ve test etmesi serbesttir.

Bağımsız yaratılmış bir bilgisayar programı ile diğer programların ara işlerliğini gerçekleştirmek üzere gerekli bilgileri elde etmek için, bilgisayar programının çoğaltılması ve işlenmesi anlamında kodun çoğaltılmasının ve kod formunun çevirisinin de zorunlu olduğu durumlarda, bu fiillerin gerçekleştirilmesi aşağıdaki şartların karşılanması halinde serbesttir:

  • Bu fiillerin, ruhsat sahibi veya bir bilgisayar programının kopyasını kullanma hakkı sahibi diğer bir kişi tarafından veya onların adına bunu yapmaya yetkili kişi tarafından gerçekleştirilmesi,
  • Araişlerliği gerçekleştirmek için gerekli bilginin, yukarıda belirtilen kişilerin kullanımlarına sunulmaması,
  • Bu fiillerin, araişlerliği gerçekleştirmek için gereken program parçaları ile sınırlı olması.

Yukarıda sayılan fiiller ile bu filler sonucunda elde edilen bilgiler;

  • Bağımsız yaratılmış bilgisayar programının araişlerliğini gerçekleştirmenin dışında diğer amaçlar için kullanılamaz,
  • Bağımsız yaratılmış bilgisayar programının araişlerliği için gerekli olduğu durumlar dışında başkalarına verilemez,
  • İfade ediliş bakımından esastan benzer bir bilgisayar programının geliştirilmesi, üretilmesi veya pazarlanması veya fikri hakları ihlal eden herhangi diğer bir fiil için kullanılamaz.
  • İhlal Halinde Başvurulabilecek Yaptırımlar

Kanun’da eser sahibinin mali ve manevi haklarının başvurabileceği hukuki yollar hukuk davası ve ceza davası olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Hukuki davalar ise tecavüzün kaldırılması (tecavüzün ref’i), tecavüzün önlenmesi (tecavüzün men’i) ve tazminat davalarıdır.

Bunların dışında eğer bir eserin sahibinin kim olduğu konusunda bir ihtilaf söz konusu ise veya bir ihlalin varlığının tespit edilmesi istenmekteyse tespit davası da açılabilmektedir.

Kanun’dan doğan ihtilaflarda görevli mahkeme ise fikri ve sınai haklar mahkemesidir. Bilgisayar programının birden çok sahibi varsa her bir sahip kendi yarattığı kısımda ihlal söz konusu ise

  • Hukuk Davaları
  • Tecavüzün Kaldırılması Davası

Kanun uyarınca, mali ve manevi hakları ihlal edilen kimse ihlal eden kişiye karşı tecavüzün kaldırılması davası açabilecektir. Eğer ki ihlal bir işletmenin temsilcisi veya çalışanları tarafından gerçekleştirilmiş ise tecavüzün kaldırılması davası işletme sahibine karşı da açılabilecektir.

Bu dava ile birlikte amaç ihlalin ortadan kaldırılmasıdır. Davanın açılabilmesi için ihlale konu eylemin hukuka aykırı olması yeterli olup ayrıca bir zararın ortaya çıkmasına gerek bulunmamaktadır.

Bu davanın açılabilmesi için yukarıda sayılan kişilerin ihlale kusuru ile yol açmalarına ihtiyaç bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, ihlalde bulunan ve sorumluluğu olan kişiler kusurlu bulunmasa dahi tecavüzün kaldırılması davası açılabilecektir.

Mahkeme; eser sahibinin manevi ve mali haklarını, ihlalin niteliğini, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını ve tecavüzün önlenmesi halinde meydana gelebilecek muhtemel zararları değerlendirerek somut olayın şartlarına göre tecavüzün önlenmesi için gerekli tedbirlere karar verebilecektir. Bu tedbirler; ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz şeklinde de olabilecektir.

Eser sahibi, tecavüzün kaldırılması davasını ikamet ettiği yerde bulunan yetkili mahkemede açabilecektir.

Kanun’da belirli özel hallere ilişkin özel düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemelere göre manevi hakkın ihlali halinde;

  • İhlal, manevi haklardan bilgisayar programı kamuya sunma hakkını ihlal eder nitelikte olur ve henüz alenileşmemiş bir bilgisayar programının, sahibinin rızası dışında veya arzusuna aykırı bir şekilde kamuya sunulması şeklinde gerçekleşirse, tecavüzün kaldırılması davası açılabilir.
  • Bilgisayar programı üzerinde sahibinin adı hiç konulmamış veya yanlış konulmuş yahut konulan ad iltibasa meydan verecek mahiyette olup da tecavüzün kaldırılmasını talep etmişse, tecavüz eden gerek aslına gerek tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalar üzerine sahibinin adını derç etmeye mecburdur. Masrafı ihlal edene ait olmak üzere, hükmün en fazla üç gazetede ilanı talep edilebilir.
  • Bilgisayar programı, hukuka aykırı bir şekilde değiştirilmişse program sahibi, programın değiştirilmiş şekilde çoğaltılmasının yayım ve temsilinin yayımının menedilmesini ve tecavüz edenin, tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalardaki değişiklikleri düzeltmesini veya bunların eski haline getirilmesini talep edebilir.

Mali hakkın ihlali halinde;

  • Programı hak sahiplerinden Kanun’a uygun yazılı izin almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, hak sahipleri sözleşme yapılmış olsaydı istenebilecek bedelin veya Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
  • İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa elde bulunan kopyalar için de hak sahibi bu haklardan birisini kullanabilecektir. Bu hakların kullanılması, ihlalde bulunan kişinin hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
  • Tecavüzün Önlenmesi Davası

Mali veya manevi haklarında ihlal tehlikesine maruz kalan eser sahibi olası ihlalin önlenmesini dava edebilir. Meydana gelen ihlalin devam veya tekrarı muhtemel görülen hallerde de tecavüzün önlenmesi davasına başvurulabilir.

Tecavüzün önlenmesi davasının tecavüzün kaldırılması davasındaki farkı tecavüzün önlenmesi davasında henüz gerçekleşen bir ihlal söz konusu olmayıp bir ihlalin olma olasılığı söz konusu olup bunun önlenmesi talep edilmektedir.

Eğer ki ihlalin bir işletmenin temsilcisi veya çalışanları tarafından gerçekleştirilme olasılığı var ise tecavüzün önlenmesi davası işletme sahibine karşı da açılabilecektir.

Bu dava ile birlikte amaç olası ihlalin önlenmesidir. Davanın açılabilmesi için olası ihlale konu eylemin hukuka aykırı olması yeterli olup ayrıca bir zararın ortaya çıkmasına gerek bulunmamaktadır.

Bu davanın açılabilmesi için yukarıda sayılan kişilerin kusurlu davranışlarına ihtiyaç bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, ihlalde bulunma olasılığı ve sorumluluğu olan kişiler kusurları olmasa dahi tecavüzün önlenmesi davası açılabilecektir.

  • Tazminat Davaları

Manevi hakları ihlal edilen eser sahipleri uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme manevi tazminatı; para şeklinde, para yerine başka bir şekilde veya paranın yanı sıra başka bir şekilde kararlaştırabilir.

Maddi hakları ihlal edilen eser sahipleri uğradıkları zararlar için maddi tazminat talep edebilecektir.

Tazminat davalarında, tecavüzün önlenmesi ve tecavüzün kaldırılması davalarından farklı olarak ihlalde bulunan kişilerin kusurlu olması ve zarara yol açmış olması gerekmektedir. Bu iki şarttan birisi gerçekleşmezse mahkeme tazminat talebini reddedecektir.

Hakkı ihlal edilen eser sahibi, ihlal ile birlikte tazminatın yanı sıra elde edilen kârın da kendisine ödenmesini isteyebilir.

  • Ceza Davaları
  • Kanun’da Düzenlenen Cezalar

Kanun kapsamında koruma altına alınan bilgisayar programları ile ilgili mali ve manevi hakları ihlal eden kişiler hakkında suça konu eylemin niteliğine göre cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Bunlar;

  • Bir bilgisayar programını hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan bilgisayar programlarını satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
  • Başkasına ait bilgisayar programına, kendisine aitmiş gibi ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak amacıyla işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, bu kişi hakkında adlî para cezasına hükmolunamayacaktır.
  • Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir bilgisayar programının muhtevası hakkında kamuya açıklamada bulunan kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Bir bilgisayar programını, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltan, dağıtan, yayan veya yayımlayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır.
  • Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenen Cezalar

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bilişim alanındaki suçlar özel olarak düzenlenmiştir. Bunlar arasında bilgisayar programları ile bağlantılı olanlar; bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve bu suçların işlenmesinde araç olarak kullanılan bilgisayar programının imal edilmesi, ithal edilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, kabul edilmesi, satılması, satışa arz edilmesi, satın alınması, başkalarına verilmesi veya bulundurulmasıdır.

  • Diğer Ülkelerde Bilgisayar Programları Nasıl Korunmaktadır?
  • Avrupa Birliği

Avrupa Birliği’ne Üye Devletler’de de Türkiye’deki koruma sistemine benzer bir şekilde bilgisayar programları fikri bir eser olarak koruma altına alınmaktadır. Üye Devletler, bilgisayar programlarını, Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi kapsamında edebi eserlere verilen korumaya benzeterek telif hakkı ile korumaktadırlar.

Bu şekilde sağlanan bir koruma, yalnızca eser sahibi tarafından yazılan bilgisayar programını, yani kaynak kodunu koruyacaktır. Ne bir bilgisayar programının işlevselliği, ne programlama dili ya da bir bilgisayar programında belirli işlevlerinden yararlanmak için kullanılan veri dosyalarının biçimi, o programın bir ifade biçimini oluşturmaz ve bu nedenle bunlar Avrupa Birliği hukukunda telif hakkı ile korunmaz.

Avrupa Patent Sözleşmesinin 52. maddesi, bir bilgisayar programıyla ilgili olduğu ölçüde yazılıma ilişkin bir patent başvurusunu, patentlenebilirlik dışında bırakmaktadır. Bununla birlikte, Sözleşme’nin 52. maddesine göre hariç tutulan bu “yazılım patentleri” ile Avrupa Patent Ofisi’nde kabul edilen bilgisayar uygulamalı icatlar arasında bir ayrım yapılmıştır. Bu bağlamda, “bilgisayar uygulamalı buluşlar”, uygulanması bir bilgisayar, bir bilgisayar ağı veya bir bilgisayar programı aracılığıyla gerçekleştirilen bir veya daha fazla özelliğe sahip programlanabilir başka bir aparatın kullanımını içeren buluşlar olarak tanımlanabilir. Avrupa Birliği’nde bilgisayar programı bilgisayar uygulaması buluşların kapsamında patent korumasından faydalanmaktayken diğer bilgisayar programları ise sadece yazıldığı takdirde kaynak kodu telif hakkı kapsamında korunmaktadır.

Kanun’da bilgisayar programına yönelik yapılan değişiklikler de Avrupa Birliği uyum programı çerçevesinde gerçekleştirildiğinden Avrupa Birliği’nde de Türkiye’deki korumaya benzer bir koruma olduğu görülmektedir. Ülkemizde de buluşun patent korumasından faydalanabilmesi için yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması gerektiğinden bilgisayar programlarının Avrupa Birliği uygulamasındaki gibi ancak bilgisayar uygulaması buluşları kapsamında patente konu olabileceği kanaatindeyiz.

  • Amerika Birleşik Devletleri

ABD hukukunda da bilgisayar programları bir fikir eseri olarak kabul edilmekte ve telif hakkı korumasından yararlanmaktadır. Telif hakkı koruması sadece bilgisayar programının kodunu kapsamakta; fikirler, program mantığı, algoritmalar, sistemler, yöntemler, kavramlar veya düzenler koruma kapsamında değildir. Bunun sonucunda, başka bir geliştirici aynı işlevi yerine getiren veya telif hakkı alınmış belirli bir programın tekniğini başka bir soruna farklı bir şekilde uygulayabilen başka bir program geliştirebilir ve bu telif hakkını ihlal etmeyecektir.

Son yıllarda ise Birleşik Devletler Patent ve Marka Bürosu, çok sayıda yazılım patenti başvurusunu kabul etmiştir. Algoritmalar, yalnızca soyut fikirler olduklarından patentlenebilir olmasa da kullanışlı bir uygulamaya sahip olan herhangi bir algoritma, artık patentlenebilir kabul edilmektedir. Bu nedenle, belirli bir dilde yazılmış bir algoritma olan bilgisayar programı patentlenebilmektedir.

  • Sonuç

Avrupa Birliği ve ABD’de olduğu gibi ülkemizde de bilgisayar programları fikir eseri olarak kabul edilmekte ve telif hakkı korumasından yararlanmaktadır. Telif hakları ülkemizde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda düzenlenmiş olup Kanun’da da bilgisayar programlarının eser olduğu ve korumadan yararlanabileceği düzenlenmiştir. Eser niteliğine haiz bilgisayar programlarının sahipleri Kanun’da düzenlenen mali ve manevi haklarının ihlali halinde mevzuatta düzenlenmiş olan hukuk ve ceza davalarına başvurabilecektir.

Saygılarımızla,

Av. Tolga Poyraz


[1] Unicorn, Türkçeye ‘tek boynuzlu’ at olarak çevrilebilirse de girişim sektöründe değeri en az 1 milyar USD olan girişimler için kullanılan terimdir.

[2] Mobil aplikasyon; akıllı telefon, tablet veya akıllı saat gibi mobil bir cihazda çalışması için dizayn edilen bir bilgisayar programı veya uygulama aplikasyonu olarak tanımlanmaktadır, bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Mobile_app, Erişim Tarihi: 12 Şubat 2021.