Sözleşmelerde Yer Alan Cezai Şartın Değerlendirilmesi
Cezai Şart Nedir?
Cezai şart; öğretide, “sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmediği hallerde borçlunun alacaklıya vermeyi taahhüt ettiği para ya da ekonomik değer olarak [1]” , Yargıtay içtihatlarında ise “geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde ve zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken bir değerdir. Cezai şart, borçlunun edimini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmesini sağlamak amacıyla kararlaştırılmış olup, alacaklının borçluya karşı kullanabileceği hukuksal bir baskı aracıdır.[2]“ şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanımlar esas alındığında cezai şartı; asıl borç olarak nitelendirilen borcun, hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi halinde borçlunun alacaklıya ödemekle yükümlü olduğu borç olarak tanımlayabiliriz.
Cezai Şartın Hukuki Niteliği Nedir?
Cezai şart kavramı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 179-182’nci maddeleri arasında “Borç İlişkilerinde Özel Durumlar” başlıklı kısmında düzenlenmiştir.
Cezai şartın hukuki niteliğine ilişkin öğretide farklı görüşler mevcuttur. Cezai şartın “ceza” niteliğinde; Cezai şartın “götürü tazminat”[3] niteliğinde ve son olarak da “karma” nitelikte olduğuna yönelik farklı görüşler yer almaktadır. Biz ise cezai şartın “götürü tazminat” niteliğinde olduğu görüşünün daha uygun bir nitelendirme olduğu kanaatindeyiz. Bu itibarla, cezai şartın “götürü tazminat” olarak nitelendirildiğinde; sözleşme yükümlülükleri kapsamında borca aykırı davranılması durumunda, alacaklının uğrayacağı zararın önceden ve götürü olarak saptanması mümkün olacaktır.
Cezai Şartın Amacı Nedir?
Cezai şartın esas itibariyle üç temel işlevi bulunmaktadır. Birinci işlevi, borçluyu ifaya zorlayarak borcun ifasını teminat altına almak; ikinci işlevi, borcun yerine getirilmemesi sebebiyle doğacak zararı önceden belirlemek; üçüncü işlevi ise, borçlunun cezai şartı ödeyerek sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır.
Cezai Şartın Nitelikleri Nelerdir?
Asıl borç bulunmalıdır.
Cezai şart; alacaklı bakımından borçlunun asıl borcun ifasına yöneliktir. Dolayısıyla cezai şartın ilk unsuru asıl bir borcun mevcut olmasıdır. Asıl borç sözleşmesel bir borç olabileceği gibi haksız fiil veya sebepsiz zenginleşme kaynaklı bir borç da olabilecektir.
Cezai şart, fer-i borç niteliğindedir.
Cezai şart, fer-i borç niteliğinde olup, akıbeti asıl borca bağlıdır. Asıl borç geçersiz ise cezai şart ile belirlenen feri borçta geçersiz olacaktır. Bu itibarla, cezai şartın talep edilebilmesi için asıl borcun geçerli ve muaccel olması gerekmektedir.
Asıl borç ile cezai şartın arasındaki bağlılık; ceza şartın muacceliyet zamanında son bulacak olup, muaccel olduğu andan itibaren cezai şart asıl borçtan ayrı ve bağımsız olacaktır.
Cezai Şart Türleri Nelerdir?
Seçimlik Cezai Şartı
TBK’nın 179/1. Maddesi “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” şeklinde olupalacaklıya seçimlik bir hak tanınmıştır. Bu kapsamda, bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumunda bir cezai şart kararlaştırılmış ise, alacaklı ya borcun ya da kararlaştırılan cezai şartın ifasını isteyebilecektir. Alacaklı buradaki seçimlik hakkını tek taraflı bir irade beyanıyla kullanabilecek iken borçlunun bir seçim hakkı olmayıp, her zaman ifaya hazır olması gerekmektedir.
İfaya Eklenen Cezai Şart
Cezai şartın bu hali TBK’nın 179/2. Maddesinde “Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Alacaklı, ifanın belirli yerde ya da zamanda yapılmaması halinde ifa ile birlikte cezai şartı da talep edebilecektir. Alacaklıya bu hususta seçim hakkı tanınmamıştır, ancak taraflar bunun tersini kararlaştırabilir ve alacaklının yalnız ifayı veya yalnız cezai şartı isteyebileceğine yönelik sözleşmeye bir kayıt koyabilirler.
Dönme Cezai Şartı
Borçlar kanununun 179/3. Maddesi ise “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” şeklinde dönme cezai şartı düzenlemiştir. Dönme cezai şartı diğer iki durumun aksine borçlu cezai şart adı altında sözleşmede kararlaştırılan miktarı ödeyerek ifadan kurtulabilecektir. Diğer cezai şart türleri, borçlunun borcuna uygun davranmasını sağlamaya yönelik iken, sözleşmeye eklenen dönme cezai şartı borçluya sözleşmeden kurtulma imkânı getirmektedir.
Cezai Şartın Kusur ve Zarar ile İlişkisi
Cezai Şartın Borçlunun Kusuru ile İlişkisi
Alacaklının, cezai şartın talep edebilmesi için borçlunun, sözleşmenin ifa edilmemesinde ya da kötü ifa edilmesinde kusurlu olup olmamasının bir önemi yoktur. Cezai şartın niteliği ve amacı gereğince, cezai şart için kural olarak borçlunun kusurlu olmasına gerek olmamakla birlikte bunun aksi kararlaştırabileceklerdir. Borçlunun kusuruna dayalı sorumluluğa ilişkin düzenlenmenin olduğu hallerde ise, bu kusur kast, ağır ihmal ya da hafif ihmal şeklinde de olabilecektir.
Cezai Şartın Alacaklının Zararı ile İlişkisi
Cezai şartın ödenmesi için alacaklının borcun ifa edilmemesi ya da kötü ifası nedeniyle bir zarara uğrayıp uğramamasının önemi yoktur. Cezai şart, zarardan bağımsızdır[4]. Zarar, doğsun ya da doğmasın, cezai şart ödenecektir. Ancak alacaklının zararı varsa, borçludan tazminat ve cezai şart aynı anda talep edemeyecektir. Sadece ceza şartın karşılamadığı oranda tazminat talep edilebilecektir (TBK m.180/II).[5]
Sonuç ve Değerlendirmeler
Türk hukukunda oldukça geniş bir uygulama alanı bulan cezai şart, alacaklının menfaatine hizmet eden, borçlunun asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği sözleşmeden doğan bir edimdir.
Sözleşmelere cezai şart eklenmesi; tarafların çıkarlarının korunmasına, sözleşmenin uygulanabilirliğini ve taraflar arasındaki edimlerim daha uzun süreli olarak devam etmesine olanak sağlamaktadır.
Uygulamada fahiş veya ifa konusunun niteliği ile bağdaşmayan cezai şartlar belirlenmesi nedeniyle sık sık hukuki ihtilaflar ile karşılaşmaktayız. Dolayısıyla cezai şartların düzenlemesinin hukuka uygun, hatasız, eksik olmadan, geçerli bir şekilde yapılması cezai şart geçerliliği için oldukça önemli olduğu hususunu bir kez daha vurgulamak isteriz.
Av. Burak Kocaer
[1] Hüseyin Hatami/Emre Gökyayla, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, 2.Bası, İstanbul, Vedat Yayıncılık, 2012, s.345; Turgut Önen, Borçlar Hukuku, 5.Bası, Yargı Yayınevi, 1999, s.119.
[2] https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay/15-hukuk-dairesi-e-2006-2810-k-2007-162-t-18-01-2007
[3] AKSOY, Hüseyin Can, Ceza Koşulunun Borçlunun Borca Aykırı Davranıştaki Kusuru ile İlişkisi Nedir, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt:24, Sayı:2, Aralık 2018., s.1004: Götürü tazminat, “Borçlunun borcu ihlal etmesi durumunda alacaklının ileride uğrayabileceği zarar nedeniyle borçlu tarafından ödenecek tazminat miktarının sözleşme kurulurken belirlenmesidir.”
[4] Eren, Borçlar Hukuku, s. 1175.
[5] Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 880.